2025 yılının “Aile Yılı” olarak ilan edilmesinin ardından hükümet, aile bütünlüğünü ve ebeveynlerin çalışma yaşamındaki haklarını güçlendirmeyi hedefleyen kapsamlı bir düzenleme paketi üzerinde çalışıyor.
Yeni taslak, hem kamu hem özel sektörde görev yapan milyonlarca çalışanı doğrudan ilgilendiriyor. Planlanan düzenlemelere göre doğum izinleri uzatılacak, babalık izni artırılacak ve işçi ile memur arasındaki izin farklılıkları ortadan kaldırılacak.
Bu kapsamda, doğum izninin mevcut 16 haftadan 24 haftaya çıkarılması, babalık izninin ise tüm çalışanlar için 15 güne yükseltilmesi öngörülüyor. Ayrıca taslakta, süt izni ve ücretsiz izin sürelerinin tüm çalışanlar için eşitlenmesi söz konusu.
Doğum ve Babalık İzinlerinde Kapsamlı Artış Planı
Taslak düzenlemenin en dikkat çeken unsurlarından biri, doğum izninin 24 haftaya çıkarılması yönündeki öneri. Mevcut sistemde 16 hafta olarak uygulanan izin süresi, yeni düzenleme ile birlikte annelere doğum öncesi ve sonrası dönemde daha geniş bir zaman dilimi sunacak.
Babalık izni konusunda da önemli bir adım atılması planlanıyor. Şu anda kamuda 10 gün, özel sektörde ise 5 gün olarak uygulanan babalık izninin, her iki grup için de 15 güne çıkarılması hedefleniyor. Bu sayede, doğum sürecinde babaların da aile yaşamına daha etkin katılımı amaçlanıyor. Yetkililer, izin artışının işveren maliyetlerine dengeli biçimde yansıtılacağını belirtiyor.
Süt ve Ücretsiz İzinlerde Eşit Standart Dönemi
Taslağın ikinci önemli başlığı, uzun süredir tartışma konusu olan işçi ve memur arasındaki izin farklılıklarının kaldırılması. Yeni düzenleme yürürlüğe girdiğinde tüm çalışan anneler, doğum sonrası ilk 6 ay boyunca günlük 3 saat, ikinci 6 ay boyunca ise 1,5 saat süt izni kullanabilecek. Böylece hem kamu hem özel sektörde görev yapan kadın çalışanlar aynı haklardan yararlanacak.
Ücretsiz izin süresi de her iki kesim için 2 yıl olarak eşitlenecek. Bu hak, annelere çocuk bakımına daha fazla zaman ayırma fırsatı sunarken, iş güvencelerini de koruma altına alacak. Hükümet kaynakları, düzenlemenin tamamlanmasının ardından teklifin Meclis gündemine taşınacağını ve 2025 yılı içinde yasalaşmasının hedeflendiğini bildirdi.